"Queen ve Felsefe" 1. Soruşturma
Prophet's Song
11/21/20216 min read
Queen..
10'lu yaşlarımın başında tanıştığım ve çarpıldığım bu hazineyle, tüm yaşamım boyunca öyle çok haşır neşir oldum ki... 40'lı yaşlarımı sürerken böyle bir atölye içeriği hazırlamanın benim için ne anlama geldiğini tahmin edersiniz. İki soruşturmalık bir atölye yapmaya karar verdiğimde, haliyle iki şarkı seçme hakkım vardı. Bunlardan birincisi zihnimde hemen belirdi. Defalarca dinlemekten kendimi alamadığım ve Bohemian Rhapsody'nin görkemli gölgesinin altında sakince bekleyen ve gören gözleri büyüleyen Prophet's Song'da karar kıldım.
Şarkının ilginç bir hikayesi var. Grubun efsanevi gitaristi Brian May, bu şarkıyı bir gece rüyasında görüyor. Bir röportajında şöyle diyor May: Çoklukla, gördüğüm rüyaları sabah uyandığımda unutmuş olurum, ama bu rüya aklımdan hiç çıkmadı. Kulaklarımda sürekli “people of the earth” sözleri çınlıyordu.
Şarkı, Queen'in erken dönem albümlerinden ve benim en sevdiklerimden biri olan A Night At The Opera albümünde yer alıyor. Deneysel rock müziğin eşsiz örneklerinden biri olmasının yanı sıra, bir Queen şaheseri. Sekiz dakikayı aşan süresiyle, aynı zamanda Queen'in en uzun şarkısı.
May, niyetim dini içerikli bir şarkı yapmak değildi, diyor, ama bu gönderme kaçınılmaz olarak gerçekleşiyor. Şarkının Nuh Tufanı'nı anlattığını söylememek elde değil. Tufan, semavi dinlerde anlatılan bir kıssa olmasının yanı sıra, dünyanın farklı zaman ve coğrafyalarının da en gözde hikayesi. İnsanlık tarihi ağız birliği yapmışçasına bu hikayeyi anlatıyor. Hikayeyi Atlantis'e atfeder misiniz bilmem, ama Platon'un hayalleri süsleyen Atlantis'i sayesinde bugün muazzam sanat eserlerine sahiplik ettiğimiz aşikar.
Ayetlerin, mitlerin, hikayelerin ötesinde, dünyanın anlatıldığı ölçekte bir tufan yaşamış olabileceğine dair bilimsel kanıtlar var. Mezopotamya'dan Akdeniz'in batısına kadar olan geniş çaplı bir bölgeyi etkilediği kesin olarak kabul ediliyor. Söz konusu bölgenin muhtelif yerlerinde çok yüksek rakımda natilus fosilleri bulunmuş; dehidrasyon sonucu ölüm haline özgü büzüşmüş yılan balığı fosilleri keşfedilmiş. Bu da, dağları aşan bir tufanın ardından suların çekildiğini gösteriyor. Güney Amerika'nın kadim uygarlıklarından günümüze ulaşan kaynaklar da bize tufanı işaret ediyor. Ancak dünyanın tamamını yıkıma uğratan tek bir tufanın mı, yoksa bölgesel yıkımların mı yaşandığını henüz kesin olarak bilemiyoruz.
***
Bu kadim hikayeyi anlatan Prophet's Song, Japonya ile özdeşleşmiş bir enstrümanla, kotonun mistik sesiyle başlıyor. Şarkıda duyduğumuz sesin, Japonya'dayken May'a hediye edilmiş oyuncak bir kotoya ait olduğunu söyleyeyim:) Şarkıdaki geçişler muazzam. Şarkıyı felsefi açıdan çalışırken, geçişlerin nasıl bir mahirlikle işlendiğini seneler sonra bambaşka bir gözle gördüm.
Şarkının sözlerinde, kahin, bilge adam, peygamber ve deli adam isimlerini göüyoruz. Bunların aynı kişiler olmadığı ve şarkının bu kişiler üzerinden aktarılan bir çatışmayı anlattığı düşünülebilir, ama ben bu kişilerin farklı kişiler olmadıklarını, bu sıfatların, insanlığın bakış açılarını yansıttığını düşünüyorum.
Şarkının etkileyici bir kanon bölümü var. Bu kısım, Freddie'nin kendi sesini, delay'leri duyarak, canlı canlı söylediği bir bölüm ve çok da çarpıcı. Bu bölüm de farklı şekillerde yorumlanabilir. Ben insanlığa ilahi uyarıyı duyurmaya çabalayan, ama sesi sürekli yankılanan ve kendisine geri dönen Tanrı'nın habercisini duyuyorum, ama ses çağladıkça çağlıyor. Yükseliyor. Uyarının dozu artıyor. Derken müthiş bir geçiş daha. Adeta dünyada kendilerine dokunulmaz bir alan bahşedilmiş çocukların anlamaz, dinlemez ve bu yönüyle dünyaya, acıya, gerçeğe kafa tutan tavrıyla söylediği ezgiler gibi. "La la lalala ...." Ya da acıyı duymamaya, korkuyu görmemeye çalışan, kulaklarını kapatıp anlamsız melodiler mırıldanan yetişkinler gibi. Bu peygamberin çağrısına umursamaz, lakayıt bir tavır mı? Yoksa çağrıyı hiç duymayan insanlığın her şeyden bi' haber sürdürdüğü yaşamı mı?
Ardından fısıldaşmalar başlıyor şarkıda. “Dinleyin, bilge adamı dinleyin...” Bu kısım da bana kulaktan kulağa yayılan çağrıyı düşündürüyor, ama pek çok kişi için artık çok geç. Çünkü bir anda büyük bir gümbürtüyle gitar solo başlıyor ve tufan kopuyor. Ardından insanlığa yapılan çağrıyı işitiyorum. İlahi bir cevap, bir nasihat.
Şarkının son kısmında, rüyasından uyanan May'in iç sesini duyuyorum. Şüpheyle dolu bir iç ses. Korkuyorum ve deli adama gülmeye cesaret edemiyorum, diyor.
Tufan diniyor ve her şey yeniden başlıyor. Şarkının başındaki gibi kotonun sesini duyuyoruz ve sesler gitarın tınılarına dönüşerek usul usul “love of my life” ile devam ediyor. Bu geçişin, müzikal bir geçişin ötesinde, özel bir anlam taşıdığını düşünüyorum. Çünkü şarkıdaki ilahi öğüt, tufandan sağ kurtulanlar için sevgiyi işaret ediyor:)
Şimdi şarkıyı dinleme zamanı:) Dinlemeden devam etmeyin:)
***
Şarkıyı felsefi açıdan ele alırken, gayrı ihtiyari zihnimde önce Platon, ardından Moore'nin Ütopya'sı canlandı. Şarkıda vaad edilen barış, yeryüzünün insanları için sadece bir ütopya mı olabilirdi?
Sonra, şarkıdaki Nietzche'yle karşılaştım. Fark ettiğim göndermeler beni gülümsetti. Queen... İnanılmaz, bize bıraktığı ama ne hazine.
Şarkıda Nietzche'nin sonsuz döngüsünü gördüm. Zamanın düz bir çemberden ibaret olduğunu söyleyen Nietzche'yi. “Yaşadığın ve yaşamakta olduğun hayatı yeniden ve sayısız kere yaşamak zorunda kalacaksın. İçinde yeni hiçbir şey olmayacak. Varoluşun sonsuz kum saati içinde toz lekesi olan sen ile yeniden ve yeniden baş aşağı çevrileceksin.” diyen Nietzche'yi.
Erkin Gören
Freddie'nin insanın içini titreten haykırışındaki çağrıyı; iki taraftakilerin trajik dikotomisini gördüm. “Dünya sarsılacak ve ikiye ayrılacak!” diyen ilahi uyarının insanlarını. Tanrı onlara “hayvan kralları diye” seslenirken, insanı, hayvan ile üst insan arasına gerilmiş bir ipe benzeten Nietzche'yi.
Tanrı sesleniyor; “by two by two my human zoo”, kurtuluşun kapıları sadece siz bana koşa koşa gelenler, dünyanın hazinesine yüz çevirenler için!
Kim bu insanlar? Nietzche'nin üst insanları mı? Tufandan geriye kalanlar, yeni dünyaya ulaşacak olanlar onlar mı? Mümkün mü? Gerçekten bu, insan için yeni dünya mı? İnsanlık için gerçekten bu yeni bir yaşam mı? Biz bu soruyla yola koyulduk.
Düşünün ki, insan, nedeni olduğu felaketin görgü tanığı. Her şey yerle yeksan olmuşken, hayatta kalan o. Bu gerçekten sıfır noktası mı? Her şey farklı olabilir mi? Yoksa, Nietzche'nin dediği gibi, tekrar ve tekrar aynı şey mi yaşanacak olan? Peki neden?
Prophet's Song ile, bu zor sorunun arkasından daha onlarca zor soru türetilebilir.
İnsanın doğası üzerinde düşündüğümüzde, ahlak kurallarının kökenini merak ediyoruz. İnsan neden bir ahlak tanımlamasına ihtiyaç duyuyor? İnsanın neden ahlaklı olması isteniyor? İnsan neden ahlaklı olmak istiyor? Nietzche'nin dediği gibi, yoksa bu kurallar insanlığın ayağına çelme mi takıyor? Peki, çatışma kaçınılmaz olan mı? Bu bizim kaderimiz mi?
Öyle olsa bile, boşa kürek çekiyor olamayız. Şarkıda tanrı insanın eline anahtarı bırakıyor. “Sevgi”.
Nietzche, sevgiyle yapılan daima iyinin ve kötünün ötesinde bir yerde, diyorsa, güç istencini bile alt eden şey değil mi sevgi?
Queen'in bize gösterdiği yeni dünyanın yeri galiba belli:)
***
#queenfelsefesi #queenvefelsefe #prophetssong




Bilgi almak icin
minikminikfelsefe@gmail.com
© 2025. All rights reserved.